FIKRALAR
BERBER
Adam en yoğun saatte berbere girip sorar. "Ne zaman bana sıra gelir?"
Berber, "İki saat sonra," der. Adam çıkar gider.
Üç gün sonra ayni adam berbere girip sorar: "Ne zaman bana sıra gelir?"
Berber, "Bir bucuk saat kadar," der. Adam çıkar gider.
Bir hafta sonra yine ayni manzara: "Ne zaman bana sıra gelir?"
Berber: "En az bir saat." Adam çıkar gider.
Son seferinde berber dayanamaz. Adamın ardından çırağını gönderir:
"Bak bakalım bu herif nereye gidiyor?"
Bir sure sonra çırak döner: "Adamı izledim usta."
Berber merakla sorar: "Eee, nereye gidiyor buradan çıkınca?"
Çırak ali cevap veriri: "Sizin eve usta!"
LAZ BANKA MÜDÜRÜ
Laz banka müdürü Rusya'ya geziye gitmiş ve bir lokantadan içeri girmiş.
Siparişlerini verdikten sonra birde bakmış ki karsısında afet bir hatun sürekli
kendisine bakıyor.
Davetkar bakışlarla hatunu masaya çağırmış, hatun gelip masaya oturmuş.
Ancak ikisi de birbirlerinin dilinden anlamıyormuş.
Hatun çantasından kalem ve kağıt çıkarmış ve kağıdın üzerine sigara resmi
çizmiş.
Bizim laz mudur hemen sigarasına davranmış, kadına ikram etmiş.
Hatun daha sonra kağıdın üzerine kadeh resmi çizmiş.
Bizimki hemen garsonu çağırmış ve en iyi şaraptan sipariş vermiş.
Hatun bu seferde kağıda ev resmi çizmiş, yanına da 100 dolar resmi çizmiş.
Bizimki içinden, ' ula karıya bak, banka müdürü olduğumu anladı, konut kredisi
istiyor'.
AKIL HASTANESİ
Jim ile Mary akil hastanesinde iki hastadır.
Bir gün hastanenin yüzme havuzunun etrafında dolaşırken Jim aniden suya atlayıp
en dibe batar.
Bunu gören Mary hemen ardından atlar ve dibe kadar yüzüp Jim'i kurtarır.
Tabii Mary'nin bu kahramanca davranışı hastanede olay olur.
Bunu duyan başhekim de Mary'nin artık iyileştiğini düşünüp, hastaneden derhal
taburcu edilmesi emrini verir. İşlemler yapılır, belgeler çıkartılır, Başhekim
aynı gün Mary'nin yanına gider:
* Mary, sana bir iyi bir de kötü haberim var. İyi haberim, yaptığın kahramanca
davranıştan
ötürü anladık ki akli dengen tamamen yerinde ve böylece hastanemizden taburcu
oluyorsun.
Kötü habere gelince, kurtardığın hasta, Jim, intihar etmiş.
Az önce odasının banyosunda kendisini asmış bulundu.
Mary gayet sakin yanıt verir: * O intihar falan etmedi ki. Ben onu astım kurusun
diye.
Telefonun Azizliği
Bir gün Çapadan geliyorum otobüse bindim çok kalabalıktı bir direk bulup
tutunmak istedim ve en sonunda bir yere tutundum tam yanımda bir adam cep
telefonuyla konuşuyordu biraz konuştu konuşmasından İstanbullu olmadığı hemen
anlaşılıyordu adam konuşmaya devam ederken cep telefonu çalmasın mı bütün otobüs
yerlere yattı adam kıp kırmızı oldu hiç çaktırmadan aşağıya indi. Ama ne
gülmüştük o gün.
Skorbord
Temel, evli bir arkadaşını ziyarete gider. Evin hanımı çok güzel bir içki masası
hazırlamıştır. Hep birlikte yiyip, içip sohbet ederler. Kimse zamanın nasıl
geçtiğinin farkına varmaz. İçkinin etkisiyle, ev sahibi sızar ve horlamaya
başlar. Kadın, Temel'e yaklaşır ve kulağına fısıldar:
- Haydi biraz sevişelim.
Temel sıkılarak:
- Nasıl olur? Sen benim arkadaşımın eşisin. Hem sonra ya aniden uyanırsa ?
Kadın, üstündeki son giysiyi de çıkartırken: - Yer yerinden oynasa, uyanmaz
artık. Temel eğilir ve arkadaşının göğsünden bir kıl kopartır. Arkadaşının
horultusunda hiçbir değişme olmaz. Bunun üzerine kadınla çılgınca sevişmeye
başlar.
Kadın, bir süre sonra içli bir sesle:
- Haydi bir daha.
Temel, arkadaşının göğsünden bir kıl daha kopartır, horultu yine devam
etmektedir. Bir kez daha sevişirler. Olay, sabaha kadar tam beş kez tekrarlanır.
Güneşin ilk ışıkları odaya dolarken, Temel bir kıl daha koparınca, arkadaşı: -
Bak dostum, bütün gece karımla seviştin. Ses çıkartmadım. Ama beni skorboard
olarak kullanmaya devam edersen, canına okurum ha!
Çukur işi
Temel bir grup arkadaşıyla çukur açıyormuş.Bir başka grupda gelip çukurları
kapıyomuş. Adamın biri çok merak etmiş ve ne yaptıklarını sormuş.
Temel: -Bir grup daha fardu, onlarda fidan dikeydu, bucün gelmeduler, piz de
pizim işler geri kalmasın diye çalişayruz...
Dedikoducu Pezevenk
Temel hergün evine trenle gidip gelmektedir.Yine bir gün trende giderken
karşısında oturan adamın biri pezevenk der. Temel şaşırır acep bağamı dedi diye
sağına soluna bakınır. Adam yine pezevenk der.Temel yine şaşkınlık içinde sağa
sola bakınır; sanırım bağa dedi der. Olay çıkmaması için ilk durakda iner ve
olayı evde karısına anlatır.
-Fadime bugün trende adamın biri bağa pezevenk dedi der.
Fadime ; hadi ya bak terbiyesize der.
Temel ertesi gün aynı adamla tekrar trende karşılaşır.Adam bu sefer Temel'e
bakarak şöle der:
-Dedikoducu pezevenk...
Dile benden ne dilersen
Temel, Dursun'a arabasının öyküsünü anlatıyordu :
-"Bir gün otostop yapıyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli güzel bir bayan
durdu ve beni arabasına aldı. Bir süre gittikten sonra kadın arabayı kuytu bir
köşeye çekti. Mini eteğini iyice yukarı çekip, dudaklarını ıslattı ve "Benden ne
istersen alabilirsin" dedi, ben de arabasını aldım."
Dursun : -"iyi etmişsin Temel, zaten mini etek sana hiç yakışmazdı!."
Firar
Ufak bir suçtan hapse düşen Temel'in koğuş arkadaşı sık sık hastalanmakta
haftada bir doktora gitmektedir.Adamın doktordan her gelişinde bir uzvu
kesilmektedir.Bir gün bacağı,sonra kolu,eli...Son gelişinde Temel koğuş
arkadaşının kulağına eğilir manalı bir gülüşle: -Uy!Hemşerim sanmaki anlamayrum,bağa
öyle geliyoki galiba sen kısım kısım firar edeysun...
İşaret
Balığa çıkacak olan Lazlar konuşuyorlarmış :
- Dün balık avladığımız yeri işaretledin mi ?
- Evet kayığa işaret koydum
- Aptal! Ya bugün başka kayıkla balığa çıkarsak ?!
Paça
Adamın biri Karadeniz'i gezerken bakmış bir köyde bütün koyunlar üç bacaklı.
Merak etmiş ve arabasından inip çobana sormuş niye koyunlar böyle diye. Bunun
üzerine çoban :
- Canımız her paça istediğinde koca koyunu kesecek değildik herhalde...
Yassı Tavuk
Karadeniz'i gezen bir adam yolda aniden önüne çıkan tavuğu ezmiş. Hayvanı ezdiği
için üzüntü duymuş ve gidip sahibine en azından parasını vermek istemiş. Almış
tavuğu ve hemen oradaki köye gitmiş. Elindeki tavukla kahveden içeri girmiş ve :
- Afedersiniz; ben hemen köy dışında bu tavuğu ezdim. Sahibini arıyorum, en
azından parasını vereyim diye. Acaba bu tavuğun sahibi kim ? Bunun üzerine hep
beraber tavuğa bakan Lazlar :
- Hemşerim sen yanlış geldin. Bizim köyde böyle yassı tavuk bulunmaz.
Mendil
Temel ve İdris sahilde gezinirken Temel'in kafasına martı sıçmış. Temel :
- Mendilin var mı
- Var da, ne yapacaksın ? Martı çoktan uzaklaştı.
Pro
Lazlar kahvede otururken bir arkadaşları içeri girmiş :
- Temel, ineklerinden pipo içen var mı ?
- Yok
- O zaman ahırın yanıyor
Boyacı Laz
Laza karayollarını boyama işi vermişler. Laz başlamış çalışmaya. İlk gün tam 200
metre boyamış. İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre. Artık dördüncü gün 10
metre boyayınca amiri Lazı çağırmış:
- Hayırdır evladım iyi çalışıyordun ?
- Ben yine iyi çalışıyorum
- İyi ama dün 50 metre bugün de 10 metre boyamışsın.
- E... haliyle. İlk günlerde boya kovasına gidip gelmek kolaydı, sonraları çok
vakit almaya basladı.
Doğan ın Yengesi
Temel ormanda agaç kesiyormus, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe
çıkmışlar, Temeli bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü
başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun;
-Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş,
Temel de anlatmış;
- Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan ın yengesini bozmişum
diye dövdü peni, halbuki ne Doğan ı taniyruuum, ne de yengesuni..
Temel, Karısı ve Karısının Aşığı
Temel, bir haftalığına gittiği memleketten, haber vermeden erken dönünce
karısını evde başka bir erkekle yatakta bulur. Derhal belinde taşıdığı
tabancasına davranan Temel, yatakta yakaladığı adamı alnının ortasından vurur.
Tabancayı tam kendi kafasına doğrultmuşken, karısı haykırarak üzerine atlar:
- Dur Temelim, kıyma kendine!..
Temel, sinirden titreyerek haykırır:
- Sus kaltak, sira sana da gelecek!..
Şişlik
Temel tarlada çalışırken çişi gelmiş, çıkarmış oraya çişini yaparken başlamış
bağırmaya
-"uyy yandum!..".
Fatime kosmus yanina -"Ula ne oldi?"
Temel: -"Ari sokti çukumi daa."
Hemen kasabaya doktora giderler. Doktor Temelin aletini eline alır evire çevire
incelerken Fatime de yandan onlara bakmaktadır. Fadime doktorun kulağına eğilir
ve der ki:
-"Toktor bey acısını al ama şişluk kalsun
Bir kötülüğünü görsem tıklıycam
Temel evlenir iki ay geçer ama tık yok, haber önce Hatice'nin annesine, oradan
tüm mahalleye ve tabii ki Dursun'nun kulağına gelir. İlk karşılaşmada Dursun
dayanamaz sorar.
-Evlilik nasıl gidiyor Temel
-İyi gidiyor
-Nasıl böyle dersin tık yokmuş daha?
-Henüz hiç bir kötülüğünü gormedim ki.!!
Akrobat Temel
Temel marangoz ama ne marangoz mesleğinin zirvesinde derken trabzona dünyanın en
büyük sirki geliyor çadır direğini dikmek içinde usta bir marangoza ihtiyaç var
arayıp soruşturuyorlar en iyi usta olarak temeli tavsiye ediyorlar temel sirke
gelip ne iş yapılacağına bakıp takımlarını alıp geliyor ve direğin üstüne çıkıp
başlıyor direği yere çakmaya bu sırada sirkin patronu aşağıdan temeli seyrediyor
derken temel birden havada iki parande üç salto atarak yere iki ayağının üstüne
ve ellerini bacağının yanlarına vurarak sağlam bir şekilde düşüyor bunu gören
patron içtiği puroyu yutuyor ve koşarak temelin yanına gelip aynı hareketi
yapmasını ve bunun karşılığında ise çok büyük para kazanacağını anlatıyor temel
ise kesinlikle olmaz diyor patron gene aynı hareket için para ve 20 senelik ip
canbazlarının bile bu hareketi yapamadığını anlatıyor adam ısrar ediyor temel
kabul etmiyor adam gene ısrar temel en sonunda adamın kulağına eğilip ula
hemşerim benim her sefer aynı hareketi yapmam için direğin tepesinde aletin
başına mı vurmam lazım.
Deneme Atlayışı
Temel ile tursin askerde eğitimlerini paraşütçülük üzerine yapıyorlardı.
Komutan: Bu bir deneme atlayışıdır, şimdi herkes sırayla atlayacaktır sonra
aşağıda buluşma yerine gidip diğerlerini bekleyecektir, eğer paraşüt açılmazsa
fazla telaş yapmayın ikinci paraşütü deneyin der ve herkesi teker teker atlatır.
Temel birinci paraşütü çeker açılmaz o anda ordan geçen Dursuna bağırır:
- Ula Tursun paraşüt açilmiy der.
Dursun soguk bir kanlılıkla yedeği çek der. Temel onuda dener oda açılmaz. Temel
Dursuna yine bağırır:
- Ula yedeğide çektum oda açilmiy, galiba yere çakilip öleceğum Dursun der.
Dursun Temeli şöyle bir süzer ver derki:
- Ula Temel hiç korkma haçen bu sadece denemedur.
Rezil Çırak
Temel bir gün yolda yürürken Dursunla karşılaşmış. Dursun 'ooo temel dükkan açık
çırakta dışarı çıkmış' demiş. Temel de 'dün akşam o beni rezil etti, bu günde
ben onu rezil ediyorum' demiş.
Beyincik
Adamın biri beynini değişmek ister. Bunun için bir beyin doktoruna gider...
Doktor fiyat listesini gösterir.. Listede şunlar gözükür...
1 Astronot beyni 25.000
1 Profesör beyni 50.000
1 Karadenizli beyni 1.000.000
Adam listeye baktıktan sonra karadenizli beyninin neden pahalı olduğunu merak
eder ve doktora sorar.. Doktor şöyle yanıt verir.
- Bir astoronot öldürüyoruz iki beyin çıkıyor, bir profesör öldürüyoruz 5 beyin
çıkıyor ancak 100 karadenizliden ancak bir beyin çıkıyor.
Düşüş
Temel, New York'taki gökdelenlerden birinin 53. katında çalışırken aniden ayağı
kaymış ve aşağı doğru uçmaya başlamış... 52, 51, 50, 49, 48... Katları yıldırım
hızıyla geçen Temel 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2... Ve 1'inci kata geldiğinde kafasından
şimşek gibi şu düşünceler geçmiş:
- Sağa çok şükür Tanrum, haburaya kadar sağ sağlim celduk... Birinci kattan
düşsen de nasil olsa pişeycukler olmaz.
Sahipsiz
Yargıç, otomobil çalmak suçundan sanık olarak karşısına getirilen Temel'esordu:
- Otomobil çalmışsın, bunu neden yaptın söyler misin?
- Sahibi yok sanmiştum...
- Peki, sahibi olmadığı kanısına nereden vardın?
- Mezarluğun önine parketmiştu da...
Davet
Temel Fadimeye demiş ki; "Fadime, bu akşam bize gel. Evde kimse olmayacak."
Fadime akşam gelmiş kapıyı çalmış çalmış kimse açmamış...
Kuru saçlar
Temel duş almaya girer, şampuanı saçlarına boşaltıp ovalamaya başlar. Sırtını
keselemeye gelen annesi sorar :
- Oğlum kafanı ıslatmıyacak mısın ?..
Temel cevap verir :
- Yok anne bu şampuan kuru saçlar izinmiş !..
Mücevher
Bizim Temel birgün elinde bir çantayla havaalanına geliyor.
Havaalanındaki güvenlik alanından geçerken tarama yapan alet alarm veriyor,
bunun üzerine güvenlik görevlisi Temel'e soruyor:
- Çantanızda ne var
Temel: - Kuş yemi var diyor.
Gorevli: - O zaman bir daha geçin bakalım diyor ve Temel tekrar geçiyor ama alet
yine ötüyor bunun üzerine görevli Temel'e çantasını açmasını söylüyor ve Temel
çantayı açınca görevli çantada mücevher, altın, saat gibi değerli şeylerin
olduğunu görüyor ve Temel'e soruyor:
- Hani kuş yemi vardı çantada?
Temel: - Valla ben bunları götürüp kuşun önüne koyuyorum ister yer ister
yemez...
Otelci
Temel, seyahate çıkmış. Uzun zaman evinden ayrı kalmış. Bir akşam bir kente
gelip küçük bir otele inmiş. Odasına yerleştikten sonra, aşağıya telefon etmiş.
Telefonu otelin sahibi açmış.
Temel, ne istediğini söylemiş:
"Bana bir fahişe bulup gönderin."
Bunu söyledikten sonra telefonu kapatmış. Otelin sahibi şaşırmış. Yanında duran
karısına dönmüş:
"Demin gelen müşteri kadın istiyor..."
Otelin sahibinin karısı öfkeden deliye dönmüş:
"Terbiyesiz adam, ne zannediyor bizim otelimizi. Hemen git o müşteriye ağzının
payını ver..."
Otel sahibi, müşteriye ağzının payını verme fikrini pek tutmamış:
"Adama ne söyleyeceğim karıcım, bir terbiyesizlik eder, başım derde girer..."
Kadın çok sinirliymiş:
"Sen gitmezsen, ben gider söylerim..."
Ve, hışımla merdivenleri çıkıp Temel'in ağzının payını vermeye gitmiş. Kocası da
aşağıda bekliyormuş. Yukardan gürültüler gelmeye başlamış.
Onbeş yirmi dakika sonra Temel aşağıya inmiş. Üstü başı yırtılmış, yüzü
tırmıklanmış...
Otelcinin yanına gidip bir güzel çıkışmış:
"Ne biçim kadın göndermişsin be. İstemem diye tutturdu. Becerene kadar anam
ağladı."
Sayı
Temel bir konferansta konuşma yapıyormuş:
"İnsanlar üçe ayrılır. Sayı saymayı bilenler ve bilmeyenler."
Sürpriz
Temelle dursun bir gün sinemaya giderler filmde bir at yarışı sahnesi vardır ve
temel dursuna sorar
-iddaya varmisun ben diyrum 1.at kazanur.
dursun; -oldi benda 2. ata oynayrum
iddayı temel kazanır ve temel dursunun 5 milyonunu alır ertesi gun temel dursunu
arar
-dünkü film faridiya ben oni bidaa seyretmiştum vicdanum rahat etmedi onun içun
aradum
dursun; benda seyretum
temel; o zaman niye 2. ata oynadun
dursun; süpriz oynadum olum
Buzdolabı
Temel ile dursun 15 sene sonra ilk kez görüşmüşler. Dursun Temel'i evine davet
etmiş. Dursun un iki karısı varmış (biri imam nikahlı diğeri ise resmi). Dursun
Temel'i yedirmiş içirmiş. Akşam Temel Dursunlar da kalmış. Gece Dursun un imam
nikahlı karısı Dursun un yanına gelmiş ve şöyle demiş:
"Dursun çok azdım benimle beraber ol!"
Dursun: "olmaz evde misafir var"
Karısı ısrar etmiş. Dursun karısına "git buzdolabının kapağını aç ışığından bak
Temel uyuyorsa gel"demiş. Kadın bakmış, Temel uyuyor numarası yapmış. Dursun ile
karısı işi bitirmişler. Derken öbür karısı gelmiş. Aralarında aynı konuşmalar
geçmiş. Dursun bu karısıyla da işi bitirmiş. Sabah olmuş. Dursun Temel e sormuş:
"rahat uyudun mu?". Temel:
"evet ama gece çok susadım" demiş. Dursun sormuş:
"peki niye içmedin?". Temel yanıtlamış:
"nasıl içerim buzdolabının kapağını her açanı hallediyorsun!"
Bizim ev
Temel evlenemiş.Kızın babasının evine ziyarete gitmişler.Gece Fadime sevişmek
istememiş.
-Neden kaçaysun, diye sormuş Temel.
-Ha pura pabamın evii, demiş Fadime.
-Purası pabanın evi de, pizim ev çerhane midur
Hem iyi Hem kötü
Dursun,köyünden ayrılıp,çalışmak için İstanbul'a gider.. Aradan uzunca bir süre
geçer, ama,Dursun'dan haber alınamaz.. Köyde sevilen bir kişi olan Dursun'un
akibetini araştırmak üzere arkadaşı Temel!i İstanbul'a gönderirler.. Onbeş-yirmi
gün sonra Temel döner..Kahvede toplanan köylüler merakla Temel'e sorarlar:
-Ula Temel,Dursun'i buldun mi.?...
- Hee..bulmuşim oni...
-Peçii nasildir?..İyi mudir..köti mi.?..
- açan,hem iyudurr..he mi de kötii..
- Ula o nasıl oluyii..hem iyi,hem kötii..
-Kötüdir,Çünkü Dursun ibne olmuştirr..
- uyy..Haçan bunun iyiliği nerde dür.?..
- Valla ben kendisini düzdüm..Muamelesi çok iyi daa..
Temel Hamile
Midesi ağrıyan Temel, doktora gider. Tanıdık olan doktor, Temel ile biraz dalga
geçmek için, kısa bir muayeneden sonra hemen teşhisi koyar:
- Temel, sen hamilesin.
Temel, kendi kendine söylenir:
- Ne? Yaktın beni Fadime, sana kaç kere "Sevişirken üste çıkma" demiştim.
Uyarı
Temel ile Fadime yatakta sevişirken Fadime sürekli olarak Temel'e " Temel bu iş
böyle olmuyor önce uyarılmam lazım" diye itiraz etmekteymiş. Temeli'in canına
tak etmiş. Bir sabah işe giderken;
- "Bak Fadime seni uyarıyorum akşama seni halledeceğum ona gore. Sonra uyarmadı
deme.
25 sent
Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı..Pastacı çıraklığı ile
alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi
sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı..
Bir gün karısına "Paraları mezara götürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat
bir hayat seçtim" dedi.."Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice
öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar
yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar..."Temel, neyi var, neyin yok
sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına
aldı. Uçağa bindi.. Los Angeles'e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız Nevada
çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş
yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks otelinde,
şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu
unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza.." derler.. "Kumar mı" dedi,
Temel, karısına.."Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı... Allah
göstermesin.." Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş
atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi.Temel herşeyini
rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında
fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları
otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik
kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik
sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına gelenleri anlamıştı.
Temel"çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana
lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine
attı.. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi,
rahatladı..Çıktı..Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, Tek Kollu Canavar
çıktı.Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...Alet boşaldı adeta..
Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunlari fişe çevirdi, rulet masasına
döndü..Gerisi peri masalı.. İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. İki ay
sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını
farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.Parası da vardı. Bir pastane açtı.
Pastaları öylesine tutuldu ki, önce Los Angele'e, sonra Kaliforniya'ya, sonrada
tüm Amerika'ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel,
Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı
dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü
konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye
çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı..
"Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana
kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika'daki her taşın altına
bakacağım.." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç
veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde olmalı
zaten.." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel.. "Ben,tuvaletin
kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."
Temel'in Kedisi
Temelin bir kedisi varmış ve hergün düzenli olarak gezmeye çıkartırmış.Birgün
yolda karşılaştığı bir arkadaşı:
-Ula senun paşka işin yok midur pikmaymusun herkün bu kediyi gezdirmekten? diye
sorunca Temel:
-KPende piktum ama ne yapayum ha pu kedi pakiredir istemayrum pi de yavrulasın
korkayrum salamayrum! demiş. Bunun üzerine arkadaşı:
-Ula usağum ha punun kolayi fardur... Penzine pula sal oni yanuna gelmez kedi
medi..
Temelin kafasına yatmış bu yöntem bir deneme yapmış bakmış gerçekten yanına kedi
falan yanaşmıyor hergün sabahtan salarmış kediyi benzine bulayıp... aksam hava
kararınca kedi de eve dönermiş rahat etmiş Temel, taaa ki bir akş am kedi hava
kararıpta hala eve dönmeyinceye kadar...
Bir telaş bir telaş oraya bak buraya sor yok yok gitti bizim kedi diye
düşünürken rastladığı mahallenin çocuğu
-ha pen kördum senun kediyi şu ileriki ranpada penzini bitmiş öbür kediler
dayanaydu...
Fındıklar
Temel ile fadime birbirlerini çok istiyorlarmış. Fakat utangaçlıklarından
birbirlerine açılmak ne kelime konuşmaları bile çık zormuş. Tesadüfen yalnız
kaldıkları bir günde artık canına tak demiş olan temel fadimeye; habu
findukluklardan yukarı bir çikalummi der. Fadime de he temel çikalum der. Biraz
yürürler. Temel konuşacak kelime bulamaz, fadime durumu anlar bari bir soru
sorayımda temel açilsun diye düşünür.
-"Uy temel habu findukluklar kimundur" der.
Temel hemen atılır
-Emicemundur bi tane koparanun a...na koyarum ",
Fadime hemen bir fındık koparır. Temel fırsatı kaçırmaz hemen sarılır fadimeye
fındıklıkların altında işlerini bitiriler.
Sonra kalkıp tekrar yürümeye başlarlar ikiside mutludur. Biraz sonra fadimenin
canı çeker temele tekrar sorar,
-"Temel, habu findukluklar kimundur.
Temel" dayimundur, bitane koparanun a.. na koyarum der.
Fadime hemen birtane koparır. Temel tekrar sarılır fadimeye uzun uzadıya
fındıkların arasında işlerini görürler.
Tekrar kalkarlar yürüler. Biraz sonra fadimenin canı tekrar ister temelde aynı
işi yapar. Bu böyle birkaç defa daha devam eder fakat Temelin pili bitmiştir,
ama fadime doymak bilmez tekrar sorar
"Uy temel ha bu findukluklar kimundur da",
temel "ha bilmeyirum galiba fiskobirluğunduler"
El işareti
Bir gün temel bir minübüse durması için işaret etmiş adam ellerini havaya
kaldırarak ve tüm parmaklarını oynatarak çok kalabalık demiş.
Temelde baş parmağını işaret ve orta parmağının arsına sokmuş. Şoför kızmış ve
aşağı inmiş
-Sen ne kadar terbiyesiz adamsın demiş.
Temel "asıl sen ne kadar terbiyesizsin bana böle böle yaptın" demiş
Şoför "ben sana kalabalık" dedim diye yanıt vermiş. Bunun üzerine temel
- "e bende beni araya sıkıştırırsın diyordum"
ANASAYFA